İzmir’den geleceğe yön vermek

Eylül ayının ilk günleri, İzmir ve Ege için önemli günlerdir… Birbiri ardına kurtuluş günlerini kutlar Ege’nin il ve ilçeleri… Efeler, zeybekler harmandalıya dururlar bu güzelim yörede…

Her türlü baskıya, saldırıya, zulme karşı efece, zeybekçe duruşun, direnişin simgesidir bu anlamlı kutlamalar… Bu günler yıllardır Ege kentlerinde ‘kurtuluş günleri’ olarak kutlanır…

9 Eylül’ün 99’uncu yılı

İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, bu kutlamaların taçlandığı gündür… Aynı zamanda ülkemizin de kurtuluşudur… Emperyalizme karşı verilen ulusal kurtuluş savaşının utkuya ulaşmasının yıldönümüdür…

Bu yıl 99’uncu kez kutluyoruz 9 Eylül İzmir’in ve ülkemizin kurtuluş gününü… Ulusal ve uluslararası gündemde yaşanan onca sıkıntıya ve içinde bulunduğumuz bunca soruna karşın, 9 Eylül ruhu yine de bizleri mutlandırıyor, umutlandırıyor…

Kurtuluşun ve kuruluşun kenti

İzmir’imiz ‘kurtuluşun ve kuruluşun kenti’ olarak bilinir ve tanımlanır. Gerçekten de ülkemizin hem kurtuluşu ve hem de kuruluşu sürecinde çok önemli bir rol oynamıştır güzel İzmir…

İşgalin başladığı yerde, yani İzmir’de sonuçlanmıştır ulusal kurtuluş mücadelesi. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel direkleri İzmir’de atılmış, yapı taşları da İzmir’den yükselmiştir. Ülkenin yeniden kuruluşu ve yapılandırılması için temel politikalar İzmir’de belirlenmiştir.

İzmir, ‘öncü kent’

İşte bunun içindir ki İzmir Türkiye’nin öncü kentidir. Gerek Cumhuriyetin ilk yıllarında, gerekse daha sonraki önemli dönemeçlerde; İzmir, ülkenin yazgısının belirlenmesine ve yol haritasının oluşturulmasında belirleyici olmuştur.

Çok partili siyasal yaşama geçişte de 12 Eylül sonrası siyasal yasakların kaldırılmasında da hep İzmir’in damgası vardır. Tıpkı içinde bulunduğumuz zorlu dönemin neredeyse 20 yıldır süren iktidarına karşı, İzmirlilerin kararlı ve direngen muhalif tavrının hiçbir zaman unutulmayacağı gibi!..

Geleceği kurmak

Sürekli ve dikkatli okurlarımız anımsayacaklardır; son yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlıklarının CHP’li muhalefet adaylarınca kazanılmasının ardından, ‘özgünlüğü ve farklılığı kalmayan İzmir’in, önümüzdeki dönemde acaba pabucu dama atılır mı?’diye bir soru ortaya atmıştık. Elbette amacımız, çağdaşlıktan/demokrasiden/toplumsal gelişmeden yana olan büyük kentler arasında tatlı bir yarışın olması ve İzmir’in daha da ileri noktalara taşınmasıydı!..

Uzun yıllardır CHP’li başkanlarca yönetilen İzmir’in, oluşturduğu yerel yönetim deneyiminin ve yönetsel/entelektüel birikimin, yeni hedeflere yönelmesi ve yeni aşamalara evrilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu yürüyüşte, İzmir’in başta yerel yönetimleri olmak üzere siyasal ve toplumsal dinamiklerine, elbette en başta da aydınlarına, iş/ekonomi çevrelerine önemli görevler düşüyor.

İşte 9-11 Eylül 2021 tarihlerinde,‘Geleceği İzmir’de Kuruyoruz’ belgisiyle İzmir’de toplanacak; ‘Dünya Belediyeler Birliği (UCLG) Kültür Zirvesi’ni, bu bağlamda değerlendiriyoruz. Ülkemizin aydınlık ve çağdaş yüzü İzmir, hedef büyüterek, çağdaş birikimini ve ilerici geleneklerini, başta içinde bulunduğumuz coğrafya olmak üzere, Akdeniz kentleri ve ülkeleri ile bütün dünyaya yansıtabilir. İzmir’in kentsel önderliği ve çağdaş aydınlığı, tıpkı Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi, ülkemizin yeni döneminin ve Cumhuriyetin ikinci yüzyılının oluşmasında da belirleyici olabilir…

Yeni bir atılım

Yerel ve toplumsal dinamikleriyle, İzmir’in bütün bu görevlerin üstesinden gelebilecek güçte ve birikimde olduğunu düşünüyoruz. Elbette günümüzde artık koşullar değişti. Teknolojinin, bilişimin, iletişimin yarattığı ve bizlere sunduğu yeni olanaklarla birlikte yeni bir durumla da karşı karşıyayız. Artık yalnızca eski 9 Eylül kutlamalarını ya da Fuar günlerini anımsayarak ve anımsatarak yetinemeyiz.

Ülkemizin en çağdaş ve aydınlık düşünceli insanlarının yaşadığı İzmir; kentsel tarihini, birikimini, zenginliğini ve ilerici geleneklerini yeni gelişmelerle buluşturmak ve harmanlamak durumundadır. Doğrusu, İzmir’e böylesi bir yaklaşım ve hedef yakışır. İşte bu hedef bağlamında; İzmir ve İzmirliler olarak, önümüze yeni hedefler koymalıyız. Bu hedeflere ulaşmanın yeni yol ve yöntemlerini yaratmalıyız. Elbette bilimin ışığında ve çağdaşlığın aydınlığında…

Kısacası, İzmir yeni bir atılıma hazırlanmalıdır. İzmir’in çağdaş yaklaşımlara sahip yerel yönetimlerinin ve yerel/toplumsal dinamiklerinin, yereli ulusalla ve ulusalı da evrenselle buluşturarak bu atılımı gerçekleştireceğine yürekten inanıyoruz.

Loading