Eski parlak günlerini arayan parti; DYP!

Genel Başkan Çetin Özaçıkgöz’ün GÖZLEM’e “Partinin bugününü ve yarınlar için neler yaptıklarını, neler yapacaklarını anlattı; “Doğrudan halka gidiyoruz, gençlere gidiyoruz. 2023 seçimlerinden umutluyuz” dedi.

Doğru Yol Partisi (DYP), Demokrat Parti (DP) ve Adalet Partisi’nin (AP) siyasi mirasçısı… 12 Eylül Darbesi’nde kapatılan Adalet Partisi’nin devamı olarak 1983 yılında kuruldu. 27 Mayıs 2007 tarihindeki kongrede partinin adı Demokrat Parti olarak değiştirilerek DYP kapatıldı. Bir gün sonra eski partililer tarafından Çetin Özaçıkgöz’ün Kurucu Başkanlığında yeniden kurulan DYP, şimdilerde eski güzel günlerine dönmenin çalışmalarını yürütüyor.

Ahmet Nusret Tuna ,  (1983), Yıldırım Avcı (1985), Hüsamettin Cindoruk’un (1987) ardından Süleyman Demirel’in (1987) Genel Başkanlık koltuğuna oturmasıyla 1991 yılında kurulan DYP – SHP koalisyon hükümetinin ortağı oldu. Demirel’in 1993 yılında Cumhurbaşkanı olmasıyla, genel başkanlık koltuğuna Tansu Çiller oturdu. Çiller, Süleyman Demirel’in SHP ile kurduğu koalisyonu 1996 yılına kadar sürdürdü. 1996’da ANAP ile kurulan ANAYOL Hükümeti yaklaşık 4 ay sürdü. DYP, yapılan seçimlerin ardından 30 Haziran 1996’da bu defa Refah Partisi ile REFAHYOL hükümetini kurdu. REFAHYOL hükümeti bir yılın sonunda RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın istifasıyla dağıldı. DYP, 30 Haziran 1997-3 Kasım 2002 arasında ise TBMM’de muhalefet partisi olarak görevine devam etti. 3 Kasım 2002 genel seçimlerinden sonra baraj altında kalarak TBMM dışında kaldı.

İdeolojisi

Doğru Yol Partisi her ne kadar Demokrat Parti ve Adalet Partisi’nin siyasi mirasçısı olmuşsa da 12 Eylül Darbesi’nden sonra merkez sağ kulvarı Anavatan Partisi’yle (ANAP) paylaşmak zorunda kaldı. Bütün ülkeyi kapsayan, kırsal bölgeleri kucaklayan bir parti imajına sahip oldu. Anavatan Partisi’nin liberal politikalarına karşı DYP daha ulusalcı ve gelenekçi bir söylem kullandı.

ANAP ve DYP, 1990’lı yıllara kadar toplam seçmenin yaklaşık yarısının desteğini alıyordu. 1987’de Süleyman Demirel başkanlığında girdiği ilk genel seçimde yüzde 19.14 oranında oy aldı. 1991 yılında ise seçmenin DYP’ye desteği yüzde 27.03 ile en yüksek seviyeye ulaştı. 1990’lı yıllara gelindiğinde hem DYP, hem de ANAP tabanlarını kaybetmeye başladı. Her iki parti de, 90’lı yıllardan itibaren ağırlıklı olarak MHP ve 2000’li yıllarda kısmen CHP, daha küçük oranlarda ise Millî Görüş partilerine ve 2002 yılında AKP’ye karşı tabanını koruyamayarak baraj altında kaldılar.

DYP kapandı ve yeniden kuruldu

DYP, Mehmet Ağar yönetiminde girdiği ilk seçim olan 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde bir önceki seçimdeki oy oranının çok az üzerine çıkabildi. 27 Nisan 2007 tarihinde yapılan, CHP’nin talebi neticesinde iptal edilen cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunu CHP ile beraber boykot etti. Merkez sağda birlik kurma amacıyla Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi’nin birleşmesi yönünde oluşan talepler sonucunda 5 Mayıs 2007 tarihinde DYP Genel Başkanı Ağar ve ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu iki partinin Demokrat Parti ismi ile bir araya gelmesi konusunda protokol imzalandı. 27 Mayıs 2007’de gerçekleşen kongre ile Demokrat Parti olarak değiştirilen DYP kapatıldı. Ertesi gün eski partililer tarafından Çetin Özaçıkgöz’ün kurucu başkanlığında Doğru Yol Partisi yeniden kuruldu.

Yeni DYP

2007 yılında yeniden kurulan Doğru Yol Partisi, eski hareketli günlerine geri dönmek istiyor. Partinin genel başkanı Çetin Özaçıkgöz ve partililer bu bağlamda çalışmalarını sürdürüyor. “Geçmişini arayan bir parti” olduklarını belirten partililer, “Eski günlere özlem duyuyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Geçmiş dönemlerde iktidarda olan partinin şu an mecliste milletvekili yok. Parti, 18 Haziran 2023’teki seçimlere umutla bakıyor.

 Parti seçim için hazırlıklara başladı

Partililer, genel başkanları Çetin Özaçıkgöz ile 2021 yılında çalışmalarına hız verdi. Projelerini kamuoyuna duyuran parti, öncelik verdikleri maddenin eğitim olduğunu açıkladı.

Seçim Beyannamesinde yer alan projelere dair yapılan açıklamada, “Sadece projelerimizi seçim vaatlerimizi ilan etmekle kalmıyoruz. Aynı zamanda bunları nasıl yapacağımızı kaynağını ve finansmanını nereden sağlayacağımızı da ifade ediyoruz” sözlerine yer verildi.

İlk maddeleri eğitim

“Üniversiteye giriş sınavlarını kaldırıp, Türkiye’yi üniversite cenneti yapacağız” başlığıyla ilk ve öncelikli maddenin eğitim olduğunun altının çizildiği açıklamada, “İlk ve ortaöğretimde okuyan ve üniversite adayı olan 18 milyon çocuğumuzu ve 36 milyon anne babayı 220 üniversitemizi hiç masraf etmeden 440’a çıkartacağız. Türkiye ekonomisi 110 milyar dolar tasarruf yapmış olacak. Bu 110 milyar doları işçimize, çiftçimize, memurumuza, esnafımıza ve emeklimize vererek, bir refah sağlamış olacağız” ifadeleri kullanıldı.

Liselerin, mühendislik, tıp, hukuk, idarecilik, ekonomistlik bölümlerine ayrılacağını, gençlerin hangi fakülteye girmek istiyorlarsa, lisede o branşta hazırlık eğitimi göreceklerinin belirtildiği açıklamada, “Bizim zamanımızda üniversitelerde 1 yıl içinde toplam olarak 6.5 ay eğitim yapılır. 5.5 ay ise tatille geçerdi, yani üniversite binaları, derslikleri, laboratuvarları, salonları, bahçeleri boş atıl kapasite halinde dururdu. DYP iktidarında şu anda üniversitede eğitim yapan öğrencilerimiz, 6 ay eğitim yaptıktan sonra 6 aylık tatile çıkacak, giriş sınavı bekleyen lise mezunlarımız da üniversiteye sınavsız alınacaklar ve 6 ay eğitim görecekler. Yani bütün üniversitelerde bir bölüm öğrencilerimiz tatil yaparken, diğer öğrencilerimiz eğitim göreceklerdir. Öğrenciler 6 aylık tatil dönemlerinin 3 ayında gerek devlet gerekse özel sektörde meslekleri ile ilgili stajlarını yaparak pratik kazanacaklar” denildi.

Lise mezunlarının hazırlık eğitimi aldıkları branşlardaki fakültelere sınavsız olarak girebileceklerinin aktarıldığı açıklamada, “Evlerinden de kilometrelerce uzaklardaki değil ailelerinin bulundukları yerlerde gireceklerdir. Çocuklarımız oradan oraya savrulmayacak, ailelerinden kopmayacaklardır. Öğrenim kredisi, yurt, barınma, yeme, içme masrafları ortadan kalkacak ve bu suretle aileler ortalama ayda 2 bin lira tasarruf etmiş olacaktır. Diğer taraftan üniversite cenneti haline gelecek olan Türkiye, yurtdışından paralı eğitim için yabancı öğrenci kabul ederek döviz kazanacaktır” ifadeleri yer aldı.

KPSS’ye dair: Sanki atom bombası yaptıracaklar

Açıklamada, partinin projelerinden birinin de devlet sektörüne girecek olan vatandaşlar için Kamu Personeli Seçme Sınavı’nı (KPSS) kaldıracağı olduğu belirtildi. Açıklamada KPSS’nin zorluğu şu sözlerle aktarıldı: “Bahis konusu bu imtihanların nasıl başlayıp nasıl bittiğini izaha lüzum yoktur. Devlet memuriyetine alınacak elemanlara ne iş yaptırılacağı bellidir. Sanki atom bombası yaptıracakmış gibi imtihan neyin nesidir?”

Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) için hazırladıkları projenin aktarıldığı açıklamada “Cadde, sokak ve meydan isim haklarını açık artırma suretiyle satışa çıkartacağız. Cadde ve sokak isimlerinin isim haklarından gelecek kaynağın bir miktarı ile erken yaşa takılanların problemleri çözülerek, EYT’lere destek olunacaktır” sözleri yer aldı.

“Emekliler için SGK Bankı kuracağız”

Emeklilerin aldığı maaşın yetersizliğinden söz edilen açıklamada yer alan ifadeler ise şöyle: “Sosyal Güvenlik Bankası’nı kuracağız. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) kaynağı işçi primleridir. Bu para şu veya bu bankada çok düşük (yüzde 5 civarı) faiz getirmektedir. Bu şartlarda SGK, emeklilerimize daha fazla maaş veremez. DYP olarak iktidarımızda SGK Bank’ı kurarak her banka gibi yıllık yüzde 30 kar marjı ile emeklilerimizin gelirini artıracağız.”

Bir diğer madde ise kadınlarla ilgili… Açıklama da şöyle: “Kadınlarımıza pozitif ayrımcılık uygulanacaktır. Ev kadınları çocuklarının ve eşlerinin bakımı dolayısıyla adeta ağır işçi haline gelmiştir. Ev işlerinin yanında bir de dışarıda çalışıyorlarsa yükleri 2 misli artmış demektir. Bu bakımdan öncelikle kamuda çalışan kadınlarımız 1 saat geç işbaşı yapacaklar 1 saat de erken paydos edeceklerdir. Bu projenin faydalı olduğu görüldüğü zaman özel sektörde de çalışan kadınlara aynı çalışma saati uygulanabilir hale gelecektir. Özel sektör sahibi işverenlere de kayıpları nispetinde maddi destek sağlanabilir. Ayrıca ev kadınlarının boş zamanlarında üretecekleri her şey kaymakamlıklar ve belediyelerde kurulacak stantlarda devlet tarafından satın alınacaktır.”

“Özel sektördeki işçiler hisse senedi alacak”

İşçilerin maaşları ve işe alımlara ilişkin düzenlemelerin yapılacağının belirtildiği açıklama ise şu şekilde: “İşçilere hisse senetleri yoluyla çalıştıkları özel sektör kuruluşlarına ortak olmaları sağlanacaktır. Hisse senetleri vasıtasıyla halka açıklan büyük şirketlerdeki işçilerin hisse senedi alabilmeleri için her türlü tedbir alınacaktır. Bu suretle işçi aylık gelirinin dışında şirketin karından hissesi nispetinde kar payı alacaktır. Bu proje işçinin gelirini artıracağı gibi şirketin ortağı olma suretiyle geleceği teminat altına alınmış olacaktır. Doğru Yol Partisi iktidarında valiliklere, kaymakamlıklara, vergi dairelerine ailenin gelirleri ve mal varlıkları çıkartılarak devlet planlama teşkilatında puanlamaya sokulacaktır. Ailenin gelir durumlarına göre ihtiyacı olan ailenin fertleri işe alınacaktır.”

Çetin Özaçıkgöz kimdir?

1943 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. 1964 yılında İstanbul’da yayımlanan Yeni Çığır Dergisi’nin yazı işleri müdürlüğünü yaptı.  1968’de Adalet Partisi’nin Bolu Gençlik Kolları İl başkanı oldu.

1969’da Ankara’ya yerleşti. 1970-1971 yılları arasında Bayındırlık Bakanlığı Halkla münasebetler müdürlüğü, 1971-1974 yılları arasında Adalet Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanlığı, 1975-1977 yılları arasında Ulaştırma Bakanlığı Basın ve Parlamento İşleri Müşavirliği, TÜMSAN Genel Başkanlığı yaptı.

1990-1999 yılları arasında Bolu’da avukatlık yaptı.

2000 yılından sonra haftada 2 gün Süleyman Demirel’in evindeki toplantılara katıldı.

Almanya, Avusturya ve İsviçre’de “Siyasi Partiler, Parlamento ve Yerel Yönetimler” konularında araştırmalarda bulundu. İngilizce ve Almanca bilen Özaçıkgöz’ün basılı 2 adet kitabı vardır. Halen Ankara Barosu’na kayıtlı olarak avukatlık yapan Özaçıkgöz, 2007 yılından beri DYP Genel Başkanlığı görevini sürdürüyor.