Mucizeler bitti, sıra helallikte!

Hani hep mucizeler ard arda açıklanıyordu… Büyüyorduk, uçuyorduk, kaçıyorduk… En’ler arasındaydık… En iyisi, en süperi bizdik… Ay’a gidiyorduk, istasyon kuracaktık son olarak… Doğalgaz ihraç edecektik! Ne oldu da hükümet tarafında iş helallik isteme noktasına geldi? Herkes bir şeyler mutlaka yazıyor, söylüyor ama ben de dokunmak istiyorum helallik isteme konusuna…

Bu millet hassas… Hele ki Ramazan’da daha da bir duygusallık, maneviyat öne çıkıyor malum… Bugüne kadar da başına ne geldiyse, duygusallığından geldi ya zaten yurdum insanının! Şimdi “helallik” denince benim aklıma gelen ilk şey cenaze namazları… Ve ölenin arkasından istenen helallik… En duygusal an… Her ne yapmışsa da, gidenin ardından “helal etmiyorum” diyenine pek rastlanmamıştır cami avlusunda… Varsa da istisnadır… İçinden helal etmese de cemaate uyup o anda helal ettiğini söyler herkes…

Yani Ramazan’da, can çekişen esnaftan helallik istemek de, biraz cami avlusunda milletten helallik istemeye benzedi… Ama maalesef esnaf beklenen duygusallığı göstermedi bu kez! Yemedi, Ramazan da olsa, manevi duygular içinde de olsa helallik vermedi hükümetin ekonomide yaşattıklarına… Açık, açık “Helal etmiyorum” dedi hakkını…

Sen bir ileri iki geri patinaj yapa yapa sözde pandemi süreci yönet… “Tam kapanma” diyerek yasakları koy, kahvehaneyi kapat, otelleri açık tut… Turiste yasaksız, vatandaşına yasaklı, istediğin cenazeye izin, istemediğine yasak… İstediğin kongreye, genel kurula izin ver, 30-40 üyeli kooperatifi aylarca beklet genel kurul için… Pandemiyi olabildiğince yay zamana… En başında yapılması gerekenleri yapma… Yerin dibine göm ekonomiyi… Ondan sonra da belki tutar diye Ramazan’ın gölgesinde helallik iste… Demek ki artık bıçak kemiğe dayanmış durumda… Ekonomik olarak nefesler kesilmiş vatandaşta, esnafta, emeklide, işsizde, öğrencide… Artık öyle dini söylemlerle vatandaşın karnının doymayacağı net…

Vatandaşın gündeminde sadece işsizlik var, kapalı dükkanlar var, açlık var, borç var, icralar var… Sosyal yardım peşinde koşanın haddi hesabı yok… 2021 yılının ilk 4 ayında icra ve iflas dairelerinde dosya sayısı 2,5 milyona yaklaşmış… Bu dosyalar sadece küçük esnafa, vatandaşa ait değil… Çiftçisi, sanayicisi, işçisi icralık… Öyle bir ekonomik kıskaç altındaki toplum, ha bire kredilerle, kredi kartları ile döndürmeye çalışıyor çarkını… Ama artık o çarkın da döneceği kalmamış görünüyor…

Niye mi; yine Ocak-Şubat verilerine göre tüketici kredisini ödeyemeyen 75 bin kişi, kredi kartı borcunu ödeyemeyen 76 bin kişinin bankalar tarafından icraya verildiği gerçeğinden dolayı…

Bir diğer ekonomik veri; son 5 yılda bankalara tüketici kredisini ödeyemeyen 2 milyon 357 bin, kredi kartı borcunu ödeyemeyen 2 milyon 475 bin kişinin bulunması!

Korkarım bu helallik esnaftan sonra sanayiciden, işçiden, emekliden, öğrenciden derken hepimizden istenecek gibi de… Veren olursa!